Tüp Mide Ameliyatı
Tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi), obezite tedavisinde uygulanan cerrahi bir yöntem olup midenin büyük bir bölümünün çıkarılmasıyla midenin tüp şeklinde daraltılmasını içerir.
Yayın tarihi:
15/5/2025 5:42 PM

Tanımı ve Amacı
Tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi), obezite tedavisinde uygulanan cerrahi bir yöntem olup midenin büyük bir bölümünün çıkarılmasıyla midenin tüp şeklinde daraltılmasını içerir. Bu operasyon sonucunda midenin hacmi yaklaşık %80 oranında azaltılır; geriye yalnızca muz şeklinde ince bir mide tüpü kalır. Bu sayede kişi çok daha az gıda ile doygunluk hisseder ve kilo vermeye başlar. Küçülen mide, daha az yemekle doymanın yanı sıra, açlık hormonu olarak bilinen ghrelin salgılayan bölümün çıkarılması nedeniyle iştahın da belirgin şekilde azalmasına yol açar . Tüp mide ameliyatının temel amacı, hastaların fazla kilolarından kurtularak obeziteye bağlı diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon, uyku apnesi, eklem problemleri gibi sağlık sorunlarının iyileşmesini sağlamak ve yaşam kalitesini artırmaktır. Bu ameliyat bir zayıflama estetiği değil, tıbbi gerekliliği olan bir metabolik tedavi yöntemidir.
Nasıl Yapılır?
Tüp mide ameliyatı günümüzde hemen her zaman laparoskopik (kapalı) yöntem ile gerçekleştirilmektedir. Genel anestezi altında yapılan ameliyatta, karın duvarına açılan 4-5 adet küçük kesiden uzun cerrahi aletler ve kamera ile girilir. Cerrah, midenin büyük kenarı boyunca özel stapler (zımba) cihazları kullanarak midenin yaklaşık %75-80’lik kısmını dikerek keser. Kesilen mide bölümü karın dışına çıkartılır ve geride ince bir tüp şeklinde mide bırakılır. Bu tüp mide, yemek borusundan ince bağırsağa kadar sindirim sisteminin devamlılığını sağlar ancak kapasitesi çok küçüldüğü için gıda alımı ciddi oranda kısıtlanır. Ameliyat sırasında mide hacminin boyutunu belirlemek için midenin içine bir kalibrasyon tüpü yerleştirilir; bu sayede yeni midenin genişliği ideal ölçüde tutulur.
Operasyon genellikle 1-2 saat sürer. Laparoskopik yapıldığı için karında büyük kesiler olmaz; bu da daha az ameliyat ağrısı ve daha hızlı iyileşme anlamına gelir. Ameliyat sonunda sızdırmazlık kontrolü yapılır (çoğu merkezde midenin dikilen hattına kaçak testi uygulanır). Her şey yolunda ise kesiler dikilerek kapatılır. Hasta anesteziden uyandıktan sonra odasına alınır ve erken dönemde ayağa kalkıp yürümesi teşvik edilir. Tüp mide ameliyatı sonrasında hastanede yatış süresi genellikle 2 ila 4 gündür. Bu süre zarfında hastaya sıvı gıdalar başlanır ve yeni midesinin bu sıvıları tolere edip etmediği takip edilir. Taburculuk öncesi hastaya diyet eğitimi verilir; hangi gıdaları ne süreyle ve nasıl tüketmesi gerektiği detaylıca anlatılır.
Kimler İçin Uygundur?
Tüp mide ameliyatı, vücut kitle indeksi çok yüksek olan ve kilo verme konusunda diğer yöntemlerle başarılı olamayan obezite hastaları için düşünülür. Aday olabilecek durumlar şunlardır:
- Vücut Kitle İndeksi (VKİ) Çok Yüksek Olanlar: VKİ değeri 40 ve üzerinde (morbid obezite) olan kişiler veya VKİ 35’in üzerinde olup obeziteye bağlı diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi ciddi sağlık sorunları yaşayanlar bu ameliyat için uygun adaylardır . (Örneğin 1.60 boyunda bir kişinin 102 kg ve üzeri olması veya 1.75 boyunda 122 kg ve üzeri olması VKİ~40 demektir.)
- Diyet ve Egzersizle Kilo Veremeyenler: Defalarca diyet, egzersiz, ilaç tedavisi gibi yöntemleri denemesine rağmen anlamlı ve kalıcı kilo veremeyen, kilo verip tekrar alan kişiler. Tüp mide, bu kişilere kalıcı bir çözüm sunabilir.
- Obeziteye Bağlı Yandaş Hastalıklardan Muzdarip Olanlar: Şiddetli obezite nedeniyle Tip 2 diyabet, kalp-damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, diz eklemlerinde aşırı yük gibi problemleri olan ve kilo vermezse bu hastalıkları ilerleyecek hastalar.
- Psikolojik ve Fiziksel Olarak Ameliyata Hazır Olanlar: Ameliyat öncesi dönemde gerekli değerlendirmelerden (diyetisyen, psikolog, endokrin uzmanı muayeneleri vb.) geçmiş, ameliyat sonrası yaşayacağı değişimlere uyum sağlayabileceğine kanaat getirilmiş kişiler. Hasta ameliyat sonrasında beslenme ve yaşam tarzını köklü biçimde değiştirmeye istekli olmalıdır.
- 18-65 Yaş Arası Obez Bireyler: Genellikle 18 yaşından büyük erişkinlerde ve ileri yaşta ciddi risk faktörü olmayanlarda uygulanır. Bununla birlikte, özel durumlarda daha genç (çok ciddi obez gençler) veya daha yaşlı (65 yaş üstü, ek riskleri kabul edilen) hastalara da uzman kararı ile yapılabilmektedir.
Tüp mide ameliyatı kararında her hasta bireysel olarak değerlendirilmeli ve obezite cerrahisi konusunda uzman bir ekip tarafından onaylanmalıdır. Ameliyat öncesinde detaylı bir tıbbi tarama (kan testleri, endoskopi, kardiyoloji değerlendirmesi vb.) yapılarak hastanın cerrahiye uygunluğu teyit edilir.
Olası Riskler ve Komplikasyonlar
Her ameliyatta olduğu gibi tüp mide operasyonunun da bazı riskleri bulunmaktadır, ancak deneyimli cerrahlar tarafından uygun şartlarda yapıldığında bu riskler oldukça düşüktür. Hastaların bilgilendirilmesi gereken başlıca riskler şunlardır:
- Kaçak (Sızıntı) Riski: Tüp mide ameliyatının en önemli risklerinden biri, midenin stapler ile kesilip dikildiği hattın herhangi bir noktasında kaçak oluşmasıdır. Mide içeriğinin karın içine sızması ciddi enfeksiyon (peritonit) oluşturabileceğinden, bu durum acil müdahale gerektirir. Kaçak riski düşük bir ihtimaldir (genel olarak %1-2 civarında bildirilmiştir), ancak meydana gelirse yoğun bakım ve ikinci bir cerrahi girişim gerekebilir. Ameliyat sırasında uygulanan kaçak testleri ve uygun teknik, bu riski en aza indirmeye yöneliktir.
- Kanama: Midenin kesildiği stapler hattından veya çevre damarlardan kanama olabilir. Çoğu zaman küçük sızıntılar kendiliğinden durur veya ameliyat esnasında kontrol altına alınır. Nadiren, ameliyat sonrasında durmayan bir kanama gelişirse tekrar cerrahi müdahale ile kanamanın durdurulması gerekebilir. Tüp mide ameliyatlarında ciddi kanama riski %1’den azdır .
- Damar Tıkanıklığı (Pıhtı Atması): Obezite hastalarında ameliyat sonrası dönemde hareketsizliğe bağlı damar içi pıhtı oluşma riski bulunmaktadır. Bu pıhtının akciğere atması (pulmoner emboli) ciddi bir komplikasyondur. Bunu önlemek için ameliyat öncesi ve sonrası dönemde kan sulandırıcı iğneler yapılır, hastaya varis çorabı giydirilir ve mümkün olan en erken sürede yürümesi sağlanır. Bu önlemler sayesinde pıhtı riski oldukça düşüktür (binde birkaç olasılık) .
- Enfeksiyon: Karın içi veya kesi yerlerinde enfeksiyon gelişme olasılığı vardır. Laparoskopik yöntem kullanıldığı için enfeksiyon riski açık ameliyatlara kıyasla düşüktür. Oluşabilecek yüzeysel enfeksiyonlar antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Karın içi ciddi bir enfeksiyon (ör. apse) çok nadir görülür.
- Daralma (Stenoz): Yeni oluşturulan mide tüpü bazı hastalarda iyileşirken fazla sert veya dar bir hal alabilir. Bu da katı gıdaları geçirme konusunda zorluk yaratır. Endoskopik genişletme yöntemleriyle (balon dilatasyonu gibi) bu sorun genellikle çözülebilir; çok nadiren yeniden ameliyat gerektirebilir.
- Reflü ve Mide Ekşimesi: Tüp mide ameliyatından sonra bazı hastalarda mide asidinin yemek borusuna kaçması (reflü) şikayetleri ortaya çıkabilir veya var olan reflü şikayetleri artabilir . Diyet düzenlemeleri, yatış pozisyonu ve gerekirse ilaç tedavisi ile reflü yönetilir. Şiddetli ve geçmeyen reflü durumunda, nadir de olsa, farklı bir cerrahi yönteme (örneğin gastrik bypass) geçiş gerekebilir.
- Beslenme Yetersizlikleri: Midenin hacmi küçüldüğü için, özellikle ilk aylarda, hastalar yeterli besin almakta zorlanabilirler. Protein, vitamin ve mineral eksiklikleri yaşanmaması için diyetisyen takibi önemlidir. Gerekli görüldüğünde ek vitamin (B12, D vitamini, folik asit vb.) ve mineral (demir, kalsiyum gibi) takviyeleri kullanılmalıdır.
- Diğer Muhtemel Sorunlar: Hızlı kilo kaybına bağlı olarak geçici saç dökülmesi, safra kesesinde taş oluşumu, karın duvarında fıtık gelişimi (özellikle büyük kilo kayıplarında, ameliyat kesilerinde veya eski kesi yerlerinde) gibi durumlar görülebilir. Bu risklerin çoğu önlem alınabilen veya tedavi edilebilen sorunlardır.
Genel olarak tüp mide ameliyatı, deneyimli ellerde güvenli bir yöntemdir ve ciddi komplikasyon görülme oranı düşüktür. Uluslararası istatistiklere göre bu ameliyata bağlı ölüm riski binde birin altındadır , yani ciddi bir trafik kazası geçirme riskinden bile daha azdır. Hasta, cerrahinin olası riskleri konusunda bilgilendirilmeli ve ameliyat sonrası takiplerini aksatmamalıdır.
İyileşme Süreci
Tüp mide ameliyatı sonrası iyileşme süreci hem cerrahi kesilerin iyileşmesini hem de vücudun yeni, küçük mideye uyum sağlamasını kapsar. Ameliyat sonrası ilk günlerde hastalar genellikle su ve berrak sıvılarla beslenmeye başlatılır. Yeni mide hacmi çok küçük olduğundan, başlangıçta birkaç yudum su bile tokluk hissi yaratabilir. Hastanede kaldığınız süre boyunca ekibimiz, aldığınız sıvı miktarını ve toleransınızı dikkatle izleyecektir. İlk günlerde mide bulantısı veya kusma minimal düzeydedir ancak olur ise gerekli ilaçlar verilerek rahatlamanız sağlanır.
Taburculuk sonrasında beslenme, belirli aşamalarla ilerler:
- İlk 2 Hafta (Sıvı Dönemi): Sadece su, tanesiz çorba, şekersiz komposto suyu, bitki çayı, süt, protein destekli içecekler gibi sıvı gıdalar alınır. Öğünler çok küçük hacimlerde ve sık aralıklarla olacak şekilde düzenlenir. Bu dönemde yudum yudum içmek ve yavaş tüketmek çok önemlidir.
- 2-4. Haftalar (Püre Dönemi): Diyetisyen kontrolünde sıvı-püre arası kıvamda gıdalara geçilir. Blenderdan geçirilmiş çorbalar, yoğurt, püre haline getirilmiş sebze ve meyveler, yumuşak kıvamlı yumurta gibi gıdalar tüketilebilir. Yine porsiyonlar küçüktür ve yavaş yenmelidir. Hasta hala hızlı doyacağı için besleyici içerikte gıdalar almaya özen göstermelidir.
- 4-8. Haftalar (Yumuşak Gıdalar Dönemi): Ezilebilen katı gıdalar eklenir. Örneğin, iyi haşlanmış sebzeler, çok yumuşak kıvamlı et veya tavuk (didiklenmiş), peynir, muz gibi yumuşak meyveler tüketilebilir. Katı gıdalara geçerken her yeni gıda tek tek denenmeli ve vücudun tepkisi gözlenmelidir.
- 8. Hafta ve Sonrası (Normal Beslenme Dönemi): Doktorunuz ve diyetisyeniniz onay verdikten sonra sağlıklı ve dengeli olmak koşuluyla normal gıdalara geçilir. Bu dönemde de porsiyon kontrolü kalıcı bir alışkanlık olmalıdır. Yüksek kalorili, şekerli ve yağlı gıdalardan uzak durmak, protein ağırlıklı beslenmek hedeflenir. Öğünlerde önce protein kaynağı besinler (et, tavuk, balık, baklagil, süt ürünleri) tüketilip sonra sebze ve meyveye geçilmesi önerilir. Ekmek, pilav, makarna gibi karbonhidratlar minimum düzeyde tutulur.
Hastalar genellikle ameliyattan sonraki ilk 1-2 hafta içerisinde günlük işlerini yapabilecek duruma gelirler, ancak tam enerjilerine kavuşmaları birkaç hafta alabilir. İlk ay ağır egzersizlerden kaçınılmalı, ancak hafif yürüyüş gibi fiziksel aktiviteler teşvik edilmelidir. Yaklaşık bir ay sonra dikiş yerleri iyileşmiş olacağından, yüzme gibi aktiviteler de izin verilebilir. 6-8 hafta sonrasında hasta, doktor onayı ile ağırlık kaldırma gibi daha yoğun egzersizlere kademeli olarak başlayabilir.
Tüp mide ameliyatının ardından kilo verme süreci hızlıdır: İlk 3 ayda fazla kiloların belirgin bir kısmı verilir, 6 ay sonunda hastalar başlangıç kilolarının önemli ölçüde altına inerler. Genellikle ameliyatı takip eden 12-18 ay içinde fazla kiloların %50-70’inden kurtulmak mümkündür. Bu süreçte düzenli doktor ve diyetisyen kontrolleri yapılır; hastanın beslenme durumu, vitamin-mineral seviyeleri ve genel sağlık tablosu izlenir. Gerekli durumlarda takviyeler düzenlenir veya beslenme planında değişiklikler yapılır.
Hızlı kilo kaybıyla birlikte vücutta çeşitli değişimler olur: Hareket kabiliyeti artar, obeziteye bağlı diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklarda genellikle dramatik düzelmeler görülür. Hastalar daha önce kullanmak zorunda oldukları pek çok ilaçtan kurtulurlar. Bununla birlikte, ilk 6 ayda yoğun saç dökülmesi gibi geçici yan etkiler yaşanabilir; bu durum vücut yeni dengesine kavuşunca durur ve saçlar yeniden çıkmaya başlar.
İyileşme sürecinde önemli olan, hastaların önerilen diyet ve yaşam tarzına sıkı şekilde uyması ve kontrollerini ihmal etmemesidir. Ameliyat bir araçtır; esas başarı, bu aracın doğru kullanılması ile gelir. Kilo verme yolculuğunda psikolojik destek gerekebileceği gibi, hasta yakınlarının desteği de motivasyon için değerlidir.
Central Hospital Istanbul’da Tüp Mide Ameliyatı
Central Hospital Istanbul, Obezite Cerrahisi konusunda uzmanlaşmış deneyimli genel cerrahları ve multidisipliner tedavi yaklaşımıyla tüp mide ameliyatlarında yüksek başarı oranlarına sahiptir. Hastanemizde tüp mide operasyonu düşünen hastalar, öncelikle kapsamlı bir değerlendirmeden geçirilir. Bu süreçte endokrinoloji, kardiyoloji, göğüs hastalıkları ve psikiyatri uzmanlarımız hastayı muayene ederek ameliyata engel olabilecek durumları ekarte eder ve hastanın cerrahi sürece hazır olup olmadığını belirler. Ayrıca diyetisyenlerimiz hastanın beslenme alışkanlıklarını analiz eder ve ameliyat öncesi dönemde gerekirse bir ön hazırlık diyeti planlar.
Ameliyatlar, ileri teknolojiye sahip ameliyathanelerimizde, tam donanımlı ekipman ve obezite cerrahisi alanında tecrübeli cerrahlarımız tarafından kapalı yöntemle gerçekleştirilir. Anestezi ekibimiz, obez hastaların anestezi yönetimindeki özel gereksinimlerine hakimdir ve operasyon boyunca hasta güvenliğini sağlar. Tüp mide ameliyatı sonrasında hastalarımızı konforlu odalarında misafir ederek, ilk günden itibaren mobilizasyonlarını (yürüme, hareket etme) sağlıyoruz. Hemşirelik ekibimiz, ağrı kontrolü, yara bakımı ve beslenme konularında hastaya sürekli destek verir.
Central Hospital Istanbul’da ameliyat sonrası bakım, en az ameliyatın kendisi kadar önem taşır. Diyetisyenlerimiz hastalarımızı taburcu olurken ayrıntılı bir beslenme programıyla donatır ve sonraki kontrollere kadar geçen sürede karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgilendirir. Hastalarımız, taburculuk sonrası ilk hafta, ilk ay, üçüncü ay, altıncı ay ve birinci yıl gibi periyodik aralıklarla kontrole çağrılarak kilo verme süreci ve genel sağlık durumları yakından izlenir. Her kontrolde kan tahlilleri yapılarak vitamin ve mineral seviyeleri değerlendirilir, ihtiyaç halinde takviye önerilir.
Ayrıca, hastanemizde obezite cerrahisi geçiren kişiler için bir destek programı mevcuttur. Bu program kapsamında hasta eğitim seminerleri, egzersiz önerileri ve psikolojik danışmanlık hizmetleri sunarak, hastalarımızın yeni yaşam tarzlarına uyum sağlamalarına yardımcı oluyoruz. Central Hospital Istanbul olarak hedefimiz, tüp mide ameliyatı olan her hastamızın güvenli bir şekilde kilo vermesi, sağlığına kavuşması ve bu sağlıklı durumu kalıcı hale getirmesidir. Bu yolculukta hastalarımızın yanında olarak, onların attıkları her adımda destek sağlamaktayız.
ÎNTREBĂRI FRECVENTE
Am pus la punct întrebări frecvente pentru a vă putea ajuta mai bine. Puteți găsi cu ușurință informațiile pe care le căutați mai jos
Mai ai ceva în minte?
Suntem aici! Ne puteți contacta pentru a vă ajuta cât mai curând posibil.